Köşe Yazıları

Ermenilerin Anadolu’ ya Dönüş Planları

ermenilerin-anadolu-ya-donus-planlari-gorsel

Herkesin bildiği gibi Ermeni sorunun aslı, Anadolu’nun doğusundan Adana’ya kadar uzanan bölgede Ermeni devleti kurulması mücadelesidir. Buna paralel olarak Ermenilerin, sözde soykırımın Türkler tarafından tanınması için verdiği mücadele, aslında yukarıda belirttiğimiz bölgenin sözde Ermenilere ait olduğunun kabul ettirilmeye çalışma mücadelesidir.

Ermeni diasporasının ve tabi ki Ermenistan’ın bu gerçekleşmesi imkânsız ideale ulaşabilmek için uyguladıkları stratejilerinden en önemlisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünün meşrutiyetini sürekli gündemde tutmaya çalışmaktır. Bunu yaparken de sözde bilimsel platformları, çıkar ilişkileriyle örülmüş siyasi arenaları, dernekleri, vakıfları ve asala, pkk gibi terör örgütlerinden yararlanmaya çalışmaktadırlar.

Harcadıkları bu yoğun mesaide Ermeniler için en önemli problemlerden birisi, devlet kurabilme hayallerini kurdukları coğrafya üzerinde bir siyasi teşekkül oluşturabilmek için gerekli olan ermeni nüfusu bir yana, topluluk olarak nitelendirilebilecek kadar bile bir nüfusun bulunmamasıdır. Dolayısıyla Ermenilerin şimdiki hedefleri, devletimiz sınırları içerisinde yeniden var olabilmektir. Kendi hayal dünyalarında tarif ettikleri coğrafyada azınlık nüfusa sahip oldukları zaman, yine kendi kafalarında yarattıkları toprakların ilk sahiplerine geri verilmesi tezini ortaya çıkaracaklardır. Ermeni diasporası ve Ermenistan vatandaşı Ermenilerden Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlarının torunları olanların, tarif ettikleri coğrafya içerisinde kalıcı olabilmelerinin yolu olarak bugünkü birincil amaçları da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanabilmektir. Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlarının torunu olan fakat Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının torunu olmayan bugünkü diaspora ve Ermenistan Ermenilerinin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma mücadelelerindeki ilk hamleleri, ABD’de ekonomik sebepler ile açıldığı söylenen ancak aslında Lozan Antlaşması’nın vatandaşlık hukukunu Türkiye Cumhuriyeti açısından değiştirmek amacını taşıyan davadır.

Lozan Antlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle Eski Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlarının ortak vatandaşlığı da sona ermiştir. Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlığının yerine bu insanların sınırları içerisinde kaldıkları yeni devletlerin vatandaşlığı gelmiş, tabi oldukları vatandaşlık kanunlarıyla da ayrışmışlardır. Ermeniler için de Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlıklarının sona ermesi ve bulundukları devletin vatandaşlığını almaları söz konusu olmuştur. Ermenilerden ayrışan devletlerde yaşayanlar, Lozan Antlaşması gereği bulundukları devletin vatandaşlığını almışlardır. Bunun yanında, I.Dünya Savaşı sırasında kendi istekleri ve o dönem Doğu Anadolu’yu işgal etmiş olan Rus Ordusu tarafından Rusya’ya gönderilenler, daha sonra kurulan SSCB vatandaşlığını ve dünyanın öteki devletlerine göç edenler ise zaman içerisinde bulundukları devletlerin vatandaşlığını almışlardır.

Bugünlerde ABD’de Ermeni avukatların maddi tazminat davası görünümü altında Osmanlı Devleti vatandaşı Ermenilerin torunlarının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının önünü açmak için atılmış bir adımdır. Bu nedenle yakında bu konu üzerinde Türkiye Cumhuriyeti’ne dış baskıların artacağı ve içimizdeki diaspora kuklalarının da içeriden baskı yapacağı kaçınılmaz görünüyor. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, ülkemizde kaçak olarak yaşayan yaklaşık 100.000 Ermeninin ileride girişebilecekleri vatandaş olma çabalarına mutlaka dikkat etmesi gerekmektedir.

Biz Genç İnisiyatif Platformu ve ASİMED olarak ABD’de Lozan Antlaşması’na gönderme yaparak açılan davaların aslında Lozan Antlaşması’na ne kadar aykırı olduğunu gösteren bir raporu ABD Adalet Bakanlığı’na gönderdik. Diasporanın vatandaşlık konusundaki örtülü girişim ve çabalarını çok yakından takip edip, tepkilerimizi göstermeye devam edeceğiz.

Comment here